Üsküdar’da Adaletin Sembolü Adalet Tarihi Müzesi

Kategori: Kültür-Sanat - Tarih: 21 Aralık 2016 13:46
Üsküdar’da Adaletin Sembolü Adalet Tarihi Müzesi

Tahsin Ünal’ın “Osmanlılarda Fazilet Mücadelesi” adlı kitabından kaynaklı bir araştırma. Daha da detaya inilirse Evliya Çelebi’den bir vak’a dinleyebiliriz. Dinlemekle de kalmaz niyetimizi alır bir vapurla Üsküdar’a geçer, yaşanılanlara şahit tutarız.

Vak’a şöyledir:
 
Fatih Sultan Mehmed Han, Fatih Camiinin sütunlarının istediği gibi kesilmediğini gördü ve Rum mimar olan İpsilanti Efendi’nin sağ elini kestirdi. İpsilanti Efendi ile ilgili tarihi kaynaklarda onun kim olduğuna dair net bir bilgi yoktur.
 
İpsilanti Efendi’nin elinin kesildiğini, dolayısıyla işini yapamayacağını, geçim imkânını sağlayamayacağını, bu sebeple bugünkü Üsküdar’da bulunan ve müze olarak açılan Üsküdar Mahkemesine geldiğini ve İstanbul’un ilk kadısı olan Sarı Hızır Kadı Çelebi’de soluğu aldığını, padişahtan şikâyetçi olduğunu okuruz. Davacı ve davalı, Sarı Hızır Çelebi’nin huzuruna gelir. İpsilanti Efendi gibi padişahın da eşit bir şekilde adalet karşısında ayakta durmasını isteyen Hızır Çelebi, adilliğinden taviz vermeksizin kısasa kısas yapılmasını ve Fatih’in elinin kesilmesini şeriata uygun bularak davayı bitirir. Fakat araya vezirler, âlimler girer ve bu cezayı geri çekmesini İpsilanti Efendi’den isterler ve bunu tazminata çekmeye karar kılarlar. 100.000 lira tazminat ile mahkemeye tekrar müracaat edilir. Bunun 150.000 liraya çıktığı ve sultanın Rum mimara bir ev yaptırdığı rivayet edilir.
 
Olayın devamı olarak mahkeme sonunda Fatih, Hızır Çelebi’nin yanındadır ve padişahlığından korkup şeriata adapsızlık yapsaydı belindeki kılıcıyla başını uçuracağını söyler. Hızır Çelebi de Fatih’e adalet-i kutsiyyeye adapsızlık yapsaydı minberin altındaki hançeri kalbine saplayacağını söyler.
 
Kaynak tahlili ve Huzur-ı İlahi
 
Kıssanın kaynak olarak muhtelif eserlerde biraz daha farklı anlatıldığı, bazı ekleme ve çıkarmaların olduğu, kıyas yapıldığında ise ana temanın, kişilerin ve olayın seyir sürecinin aynı olduğu tespit edilir. Taşköprülü’nün Şakayık-i Numayi’sinde geçmekle birlikte, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde de anlatılmıştır. Evliya Çelebi’nin “Millet Kütüphanesi Emiri” koleksiyonundaki yazma nüshanın I. cildinin 36. Sayfasında İpsilanti Efendi’nin kısasa kısas hükmünü duyduğu anda bu adalet karşısında müslüman olduğu ve davasından vazgeçtiğini yazmıştır.
 
Vak’anın bugün “Üsküdar Mahkemesi Müzesi” olarak bulunan yerde gerçekleştiği görülmektedir. İstanbul’un fethinden sonra gerçekleşen olayın tarihi tam verilmemiştir. Fakat 1459 yılında Hızır Çelebi vefat etmiştir. Öyleyse 1453 ile 1459 yılları arasında olayın gerçekleşmiş olması muhtemeldir.
 
Esasında devlet-i âliyyede bu gibi ilmi vakaların ve adaletin kişisel hükümden ayrı tutulduğu ve şer’i olarak yargı mahaline başvurulması, Osmanlı’nın toplumsal, dinsel ve sosyal tablosunu bize çizer. Kaldı ki İpsilanti gibi bir Rum’un cami yapımında çalıştırılıyor olması, işin liyakat sahibi kimselere verildiğinin de bir kanıtıdır.

Adaletin nasıl işlediğini anlamak için devlette, padişah dahî kadının vereceği hükme boyun eğer.  Devlette dünyevî kaygı yoktur. Zira İslam inancı gereği fark âleminde bulunan insan, doğruyu bulmak için şer’i yasaların hükmüne sığınarak asıl hesabının mahkeme-i kübrada vereceğini unutmaz.

Sonuç itibariyle, Hakk’a ve İslam’a teslim olan bir padişah, camide çalıştırılan bir Rum mimar, adaletinden taviz vermeyen bir kadı ve bu gördüğü adalet karşısında İslam’ı seçen mimar, devletin adalet anlayışı için güzel bir örnektir. Ayrıca kadının görev mahalini de bize gösterir. Devletin adil olduğunun yanı sıra sosyal devlet anlayışıyla da halka ırk, dil, din ayrımı göstermeksizin aynı cepheden bakabilmek, devletin temel esası olduğunu hatırlatır.  Fakat şu da unutulmamalıdır ki bu olay her anektot gibi Osmanlı Devleti’nde kesin yaşanmış olduğu hükmünü de çıkarmaz. Olayın çeşitli kaynaklarda anlatılması ve şu anda Üsküdar’da mahkemesi olması, Hızır Çelebi’nin İstanbul’un ilk kadısı olması ve tarihte Kadıköy ve Üsküdar gibi semtlerin de isminin anıldığı bu vak’anın kanaatimizce kaynaklar ışığında yaşandığını doğrulamaktadır.


Zeynep SARITEMUR

http://istanbultarih.com/haberprint/uskudar-da-adaletin-sembolu-adalet-tarihi-muzesi-117.html