Bundan 190 yıl önce de İstanbul'un tam ortasında buna benzer bir olay yaşandı. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla sonuçlanan bu olaya Tarihçiler Vaka-i Hayriye dedi. Bugün şehir dışına taşınan kışlalar, askeri araçların sessiz sevkıyatıyla gerçekleşti ama 1826'da Yeniçeri kışlalarının İstanbul'un ortasından sökülmesi için meydana gelen olaylar kanlı sonuçlandı.
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası, şimdilik geçiş dönemi olarak kabul edilmese de Türk Ordusu'nun sistemi 4. kez değişikliğe uğradı. Selçuklu'nun yıkılışıyla bağımsızlığını ilan eden Osmanoğulları'nın askeri gücü, o dönem çağdaşı olan beylikler gibi gönüllü Türkmen yiğitlerden oluşan Gaziler ya da bir başka ismiyle Alplerdi. Orhan Gazi- I. Murad döneminde bu sistem, Hacı Bektaş Ocağı'nın devreye girmesiyle 3 kıtaya hükmedecek bir ordunun temel taşı olan askeri birliği ortaya çıkardı. Daha sonraları padişahın Kapıkulu Ocağı'na bağlanacak bu askeri birliğin adı Yeniçeri Ocağı olarak anılageldi. Türk ordusu, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla 2 kez daha sistem değişikliği yaşadı.
Nedeni yüzlerce sayfalık kitabın konusu olan Yeniçeri Ocağı'nın kapatılması, 1826 yılında gerçekleşti. Yüce Devlet, bu tarihten sonra yoluna, yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusuyla devam etti. Yeniçeri Ocağı'nın kapatılma süreci bir hayli kanlı oldu. Padişahlığı boyunca Yeniçeri Ocağı'nı kapatıp yerine yeni bir ordu sistemi kurmayı planlayan Sultan II. Mahmud, uzun yıllar süren mücadele sonucu 11 haziran 1826'da üniformaları Avrupa tarzında, “Eşkinci Ocağı” adıyla yeni bir askeri birlik kurdu. Duruma öfkelenen Yeniçeriler, bugünkü Aksaray ve çevresinde bölüklerinin bulunduğu Etmeydanı'nda kazan kaldırdılar. II. Mahmud, halkı Yeniçerilere karşı savaşmaya davet etti. Kapıkulu Ocakları'na dahil olan diğer askeri birlikler padişaha sadakatlerini bildirdi. 16 Haziran 1826 tarihinde Etmeydanı'ndaki Yeniçeri Kışlaları, topçu ateşine tutularak yerle bir edildi. Top atışları sırasında bölgede 6 binden fazla Yeniçeri öldürüldü. 20 binden fazla isyancı da olayların ardından tutuklandı. Vaka-i Hayriye diye anılan Yeniçeri Ocağı'nın kapatılması, padişaha askeri kışlalar konusunda da radikal kararlar aldırdı. Yeniçeri Ocağı yerine kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye (Muhammed'in Zafer Kazanmış Orduları) için Etmeydanı'nda yeni kışlalar inşa edilmedi. Etmeydanı diye anılan Aksaray ve İskenderpaşa bölgesi zamanla sivil yerleşim yerlerine dönüştü.
Günümüzde Etmeydanı'nda Yeniçerilerden hatıra olarak sadece bir cami kaldı. Bir diğer ismi Ahmediye olan Orta Camii, bugün İskenderpaşa semtinde bulunan Öksüzler Sokak ile Aile Sokağı'nın kesiştiği noktada bulunuyor. 1527 yılında Pargalı İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Cami, Ne yazık ki 1826'daki topçu ateşinde büyük zarar gördü. Zamanla tamamen yıkılan Orta Camii, 1902 yılında sekizgen planlı olarak yeniden yapıldı.
ORTA (AHMEDİYE) CAMİİ
İstanbul'un yeni kışlaları ise Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından o günkü Suriçi İstanbul'unun dışına konuşlandırıldı. Osmanlı Askeri, Başta III. Mustafa'nın 1757 yılında yaptırdığı Rami Kışlası olmak üzere zamanla Davutpaşa, Taksim ve Selimiye Kışlaları'na yerleştirildi.
RAMİ KIŞLASI
Aradan 190 yıl geçti; Osmanlı bakiyesi üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 2016'da eşine rastlanmamış bir ihanetle karşılaştı. Ordu içindeki FETÖ yapılanması, asırlardır kazanılan nice zaferlerle şerefyap olan üniformayı lekelemeye çalıştı. Namlusunu halkına çeviren gözü dönmüş teröristler, 240 vatandaşı şehit etti. Bu hain girişimi gerçekleştirenler tek tek yakalanıp derdest edildi. İstanbul'un merkez bölgelerinde kalan askeri kışlalar da 1826 yılında yaşananların ardından olduğu gibi bir kez daha şehir dışına çıkarıldı.
Pek istifadeli Allah razı olsun ..
Görüldüğü üzere tarih tekerrürden ibarettir!..