İstanbul asırlardır medeniyetlere başkentlik yapmıştır. 29 Mayıs 1453’de genç bir Osmanlı Sultanı olan Sultan II. Mehmed, İstanbul’un tarihsel mirasını, konumunu, anlamını, müjdesini takdir ettiği bu şehri kendisine payitaht edinmiştir. Aynı zamanda yapılaşma konusunda Konstantin ve Justinyanus dönemlerini aratamayacak nitelikte ve yoğunlukta imar faaliyetleri başlatmıştır. Sadece kendisi değil devrinin devlet adamları Mahmut Paşa, Kumkapı Nişancısı Mehmed Paşa, Gedik Ahmed Paşa gibi bugün isimleriyle yad ettiğimiz semtleri oluşturmuşlardır. Yeni semtler, mahalleler oluşturmuşlardır. İstanbul’un tarihi ilçelerinin isimlerinin nereden geldikleri hakkında yaptığım araştırmada oldukça ilginç sonuçlara ulaştım. İşte ilçe ilçe, semt semt isimlerin kökenleri ve hikayeleri…
Üsküdar: Farsça “Konak” anlamına gelir. Eskiden Anadolu’ya İran’a Arabistan’a gidip gelen kervanlar burada konaklardı.
Aksaray: Fatih’in sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesi’ndeki Aksaray’ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adını verirler.
Bakırköy: Bizanslıların “Makri Hori” dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince “Makriköy” adını aldı. 1925’te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle Bakırköy adını aldı.
Taksim: Osmanlı zamanında sucuların; suyu halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.
Feriköy: Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri’den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri’nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.
Eminönü: Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi “Emin”lere aitti. Semt adını burada bulunan “Gümrük Eminliği”nden alıyor.
Beşiktaş: 1.Semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemileri bağlamak için diktiği beş taştan aldığı yönünde. 2.Bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüs’ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.
Şişli: Şiş yapımıyla uğraşan ve şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve “Şişçilerin Konağı”nın zamanla değişikliğe uğrayarak “Şişlilerin Konağı” haline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılır.
Sütlüce: Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden süt akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce oldu.
Aşıyan: Günümüzdeki ismini Şair Tevfik Fikret’in burada bulunan, Farsçada kuş yuvası anlamına gelen ‘aşıyan’ adlı evinden alıyor.
Galata: Gala, Rumcada “süt” anlamına geliyor. 1.Bir rivayete göre Galata’nın adı semtteki süthanelerden gönderme yapılarak türetildi. 2. İtalyanca “denize inen yol” anlamına gelen ‘galata’ kelimesi düşünülerek bu isim verildi.
Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılır.
Arnavutköy: Önceleri Boğaziçi’nin bu sevimli semtine Arnavutlar oturduğu için buraya bu ad verilmişti.
Çatladıkapı: Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı verilen bir kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı Çatladıkapı olarak anılmaya başlandı.
Şaşkınbakkal: Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkanı açıldığını görenler, burada iş yapılamayacağını düşünerek bakkala “şaşkın bakkal” yakıştırması yaptılar.
Dolmabahçe: Daha önceleri deniz olan bu yer 1600’lü yılların başında doldurulduğu için bu isimle anılır oldu.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...