Aya Dimitri Kilisesi’nin de bulunduğu Son Durak’tan aşağısı ise Beyoğlu ilçesine bağlıdır. TATAVLA, İstanbul’da, kaçak rakı imalatı patlaması sonrası meydana gelen yangın sonrası “Kurtuluş” ismini almıştır.
İstanbul tarihi, kültürü, tabii güzellikleriyle birlikte meşhur yangınlarıyla da tarih boyunca isminden söz ettirmiştir. Hatta halk arasında “İstanbul’un yangını, Anadolu’nun salgını” yaygın bir deyiş olmuştur.
Yangınların birçok sebebi vardır. Binaların ahşap olması, evlerin bitişik olması, sokakların dar olması, yeterince su bulunmaması ve araç, teçhizat yetersizliği gibi… Yâda daha ilginç sebepler de söylenebilir. Örneğin, Batıdan gelen IV. Haçlı Seferi şövalyelerinin şehri bilinçli olarak yakması yâda evlerini daha çok ahşaptan, karkaslı tuğla dolgudan yapan halkın belki bilinçsiz olarak yangınların hızla yayılmasında kolaylık sağlamaları gibi… Mercan yangını, Galata yangını, Vefa yangını İstanbul’un meşhur yangınlarındandır. Ancak en bilinen şüphesiz ki, Cerrahpaşa’nın önlerine kadar gelen ve 3 gün süren Cibali Yangını’dır… Bu yangında İstanbul’un beşte birinin yanması şehirde ve sakinlerinin zihinlerinde silinmez bir iz bırakmıştır.
Osmanlı öncesi ve sonrasında yaşanan bu yangınlarla ilgili olarak yetkililer tarafından zamanla birçok reform yapıldı. 14. Yüzyılda Cenevizliler tarafından yaptırılan Galata kulesi, yangın kulesi olarak kullanıldı. 18. Yüzyılda yaptırılan “Bayezıd kulesi” ile kule sayısı arttırıldı ve 1902’de Boğaziçi’nin bazı yerlerindeki yangınların bu kulelerden görülememesi üzerine İcadiye’de de bir yangın kulesi oluşturuldu. Ayrıca Lale devrinde, düzenli bir itfaiye teşkilatı olan Tulumbacı Ocağı kuruldu. Bu da yetmedi 1874’de tulumbacılar modernize edilerek dört modern askeri itfaiye örgütü kuruldu. Günümüze değin yapılan bu ıslahatlarla İstanbul’da yangınlardaki tahribat azalmıştır.
Bütün bunlarla birlikte İstanbul’un yangın geçmişinde bir tanesi var ki, semtin adını değiştirmiştir.İstanbul’da personel, araç ve teçhizatlardaki değişim sonrası çıkan en önemli yangınlardan biri ve belki de en ilginci Tatavla’da meydan gelen yangın idi. Çünkü hem kaçak rakı imal edilirken ortaya çıkmış hem de semtin isminin “Kurtuluş” olarak değişmesine sebep olmuştur.
Vakıa şöyle gelişiyor. 21 Ocak 1929’da gece saat 10’da, Tatavla’da meydana gelen yangının ilk dumanı Ayanataş Sokağı’ndaki Bakkal Yani’nin evinden gelmişti. Kışın tam ortasında, fırtınalı bir akşamda çıkan bu yangına itfaiye yetişinceye kadar iki sokağa ulaşmıştı. Şiddetli rüzgâr, gayreti ve sayısı sürekli artan itfaiyeye karşı üstün geliyordu. 10 saat süren yangında can kaybı olmadı; ancak 500’den fazla ev, bir okul, Tatavla kulüp binası ve Ayadimitri Kilisesi, papazlarının oturduğu bina tamamen kül olmuştu. Ardından başlatılan soruşturmada yangının Hacı Ahmet Mahallesi Ayanataş Sokağı’nda, bakkal Yani ile demirci Aleko’nun birlikte oturdukları 42 numaralı evde çıktığı anlaşılmıştı. Evin yanışı sırasında infilak sesleri de duyulmuştu. Bakkal Yani, evinde kaçak rakı imal ediyordu ve yangın da, ispirtoların tutuşması yüzünden meydan gelmişti.
Bu yangın, birçok değişikliklere vesile olmuştur. Bunlardan biri de adına şiirler, destanlar yazılan Tatavla yangınından iki ay sonra 1929 Nisan ayında semtin adının “Kurtuluş” olarak değiştirilmesidir.
*Tatavla: Rumca; “beygir ahırı” anlamına gelen “tavla” kelimesinden türemiştir.
Kaynaklar
Vahdettin Engin, Cumhuriyetin Aynası Osmanlı. S. Faruk Göncüoğlu, İstanbul’un İlkleri ve Enleri.
AYHAN ÇİFTÇİ
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...