İstanbul Tarih ve Kültür Derneği olarak bu yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz Dersaadet Sohbetlerimizde konuğumuz "Mimar Sinan ve İstanbul" isimli sunumuyla Prof.Dr.Suphi Saatçi idi. Program başlangıcında moderatör Ahmet Melik Ünal tarafından Prof.Dr.Suphi Saatçi ve çalışmalarıyla ilgili bilgiler katılımcılara sunuldu. Kıymetli hocamızın hoşsohbeti, bilgi birikimi ve engin bilgisiyle katılımcıların soluksuz bir şekilde dinlediği "Mimar Sinan ve İstanbul" isimli sunumdan ön plana çıkan başlıklar şunlardır.
"Osmanlı Dönemi Klasik Mimari üslubunu ekol haline getiren Mimar Sinan Osmanlı mimarîsinin en çarpıcı tasarımlarını uygulamıştır"
Erken dönem Osmanlı mimarisi çok kubbeli yapıdan tek kubbeli yapıya geçerken İstanbul, Osmanlı yönetiminin başkenti oldu. Böylece Osmanlı Devleti, Fatih’le birlikte İmparatorluk düzeyine yükselmiştir. Bu dönemde İstanbul’da yapılan Fatih Külliyesi, Osmanlı mimarisinde bir çığır açmıştır. 15. yüzyılın başlarından itibaren İstanbul tamamen Türk olan bir fiziksel görünüş kazanmıştır. Osmanlı mimarîsinin en görkemli yapılarını Mimar Sinan gerçekleştirmiştir. Sinan özellikle merkezî kubbeyi geliştirerek, kubbe mimarisinde evrensel bir başarı gösterdi.
Mihrimah Sultan Camii/Edirnekapı (1565)
Dört dayanağa oturan kubbeli türün çok ileri bir aşamasıdır. Cami kare bir dayanağa oturur. Camiin büyük kubbesi yapıya egemendir. Orta boyuttaki tek kubbesi ile olağanüstü bir anıtsallığa sahiptir. Sinan yapıları arasında özel bir yere oturmuştur. Günün her saatinde farklı ışıklarla canlanan iç mekânda, ferah ve aydınlık bir ortam sağlanmıştır. Camiin formu Nuruosmaniye, Ayazma, Nusretiye, Ortaköy ve Dolmabahçe gibi camilerin esin kaynağı olmuştur.
"İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan eserleri Mimar Sinan yapmıştır."
Sinan, Osmanlı Medeniyetinin en büyük projesi olan Kırkçeşme su tesislerini de inşa etmiştir. Kırkçeşme su Tesisleri Büyük Havuz ile 6 su kemerinden oluşmaktadır Havz-ı Kebir, Kırık Kemer, Güzelce Kemer, Mağlova Kemeri bu alandaki en önemli eserleridir. Mağlova Su Kemeri, hem estetik,hem de statik açısından büyük bir mühendislik ve güçlü plastiği ile büyük bir mimarlık anıtıdır. En büyük şehircilik projesi olan Kırkçeşme isale hattı ile Sinan, 55 kilometrelik mesafeden İstanbul’a içme suyu taşımıştır. Büyükçekmece Köprüsü Sinan’ın en önemli eserleri arasında yer alır. Sinan sadece bu yapıda kendi imzasını kullanmıştır.
"Osmanlı Klasik Mimarisinin sembol ismi: Mimar Sinan'dır."
Sinan Ayasofya’ya iki minare eklemek suretiyle günümüze sağlam bir şekilde ulaşmasını sağlamıştır. Sinan Şehzade Camiinde büyük ün kazanmıştır. Dört yarım kubbe ile sarılan merkezî kubbe, mükemmel simetrik duruşuyla son kıvamını bulmuştur. Sinan Şehzade Camii ile Kanuni Sultan Süleyman’ın da gözüne girmiştir. Şehzade Camii’nin beğeni kazanması üzerine Süleymaniye’nin yapımı gündeme gelmiştir. Sinan, Süleymaniye Külliyesi ile dünya başkenti olan İstanbul’a kimlik kazandırmıştır. Süleymaniye Camii'de Mimar Sinan, büyük kemerin içine bol pencere serpiştirmiş ve iç mekânın aydınlık oranını arttırmıştır. Süleymaniye sadece İstanbul’un değil, Osmanlı Devleti'nin de simgesi olmuştur. Kanunî adına yapılan Süleymaniye Camii, Türk mimarlık tarihinin en geniş programlı külliyesidir. Süleymaniye Türk mimarlık tarihinin en büyük külliyesi olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman için tasarlanan külliye 7 yılda tamamlanmıştır. Süleymaniye Külliyesinin kadrosu 750 kişidir. Dini ve eğitim hizmetleri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve yönetim kadrosu ile imaretten her iki öğün olmak üzere toplam 2500 kişiye yemek verilirdi. Külliyenin yerleşme disiplini ise, önemli bir şehircilik planlamasının ürünüdür. Türkler için Süleymaniye bir cami olmaktan çok kurumlaşmış bir sosyal düşünce, bütün bir tarihi özümseyen bir imgedir. Süleymaniye’nin özdeşi Roma’da San Pietro, Paris’te Noter Dame ve Londra’da Saint Paul sayılır. Süleymaniye Külliyesi de kent imgesi ile bütünleşmiştir. Osmanlı'nın en simgesel yapısı, peyzaj içindeki konumu ile kentin en etkili siluetinin öğesidir. Süleymaniye'nin özdeşi, Notre Dame Katedrali (1163-1345) / Paris (180 yıl), Sen Pietro Bazilikası (1506-1626) / Roma (120 yıl), Londra’da St Paul Katedrali (17. yüzyıl) (100 yıl) gibi sürede bitirilirken Süleymaniye Külliyesi sadece 7 yılda tamamlanmıştır.
"Eserlerimi gören sağduyu sahipleri çabamın ciddiyetini anlayacaklardır"
Mimar Sinan hayatının sonuna doğru Vakfiyesini de hazırlattı. Dul ve Yetimlere yaptırdığı çeşmelerden Su verilmesini, kimsesiz çocuklara Elbise ve yemek dağıtılmasını, Sahipsiz çocukların okutulmasını, tahsis ettiği bir maaşla, her Cuma günü mezarı başında Kuran-ı Kerim ve Fatiha okunmasını vasiyet etti. Her fani ölümü tadacaktır, hikmetince Süleymaniye’nin en mütevazı köşesinde mezarını yaptırdı ve 1588 Yılında hayata gözlerini yumdu. Kendisinin hazırladığı açık türbeye gömüldü. Mezar kitabesi de Sai Mustafa Çelebi tarafından yazıldı. Büyük Usta Tezkiretü’l-ebniye Kitabında şöyle diyor:
“Tasarlayıp uyguladığım bir çok cami, mescit ve diğer anıtsal yapıları bir kitapta topladım. Dünya durdukça eserlerimi gören sağduyu sahiplerinin çabamın ciddiyetini anlayacaklarını umarım. O zaman eserlerime insaf ile bakarak, beni hayırlı dualarla anacaklardır inşallah.”
Prof.Dr.Suphi Saatçi'nin sunumu sonrasında kısa bir teşekkür konuşması yapan İstanbul Tarih ve Kültür Derneği Başkanı Tarihçi İbrahim Akkurt:
"Sadelik ve ihtişamın mimarı Mimar Sinan'ın kendi adına yaptığı tek eser olan Mimar Sinan Mescidi'nin karşısında Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde, Suphi Saatçi hocamızın nev-i şahsına münhasır anlatımıyla Mimar Sinan ve Medeniyetler başkenti İstanbul alanında tenvir olduk. Her ayın son haftası Dersaadet Sohbetlerimiz, konusunun uzmanı isimler tarafından verilecek sohbetlerle devam edecektir. Dersaadet Sohbetlerimize tüm Tarih ve İstanbul sevdalıları davetlidir." diyerek katılımcıları selamladı.
Katılım ve katkılarından dolayı Prof.Dr.Suphi Saatçi hocamıza Fotoğraf Sanatçısı Cemil Şahin tarafından hazırlanan "Âlemlerden Fatih Camii" isimli tablo ve plaket takdimi ile program son buldu.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...