İstanbul Tarih ve Kültür Derneği olarak ikincisini gerçekleştirdiğimiz Dersaadet Sohbetlerimizde konuğumuz "Osmanlı İstanbulu’nda Eğitim ve Sıbyan Mektepleri" isimli sunumuyla Tarihçi-Yazar Fatih Güldal idi. Program başlangıcında moderatör Ahmet Melik Ünal tarafından Tarihçi Fatih Güldal ve çalışmalarıyla ilgili bilgiler katılımcılara sunuldu.
Arşiv malzemeleri, karikatürler, fotoğraflar ve vakfiyeler eşliğinde yapılan sunum ile katılımcıların zevkle takip ettiği "Osmanlı İstanbulu’nda Eğitim ve Sıbyan Mektepleri " isimli sunumdan ön plana çıkan başlıklar şunlardır.
- Sıbyan mektepleri, Osmanlı eğitim sisteminin ilk basamağını oluşturmaktaydı. Eğitim verilen mekanın yapısına göre tarih boyunca farklı isimlerle adlandırılmışlardır. Hemen hemen her mahallede bulunduğu için halk arasında “Mahalle Mektebi” ismiyle anıldığı gibi çoğu sıbyan mektebinin yapımında taş kullanıldığı için “Taş Mekteb” olarak ta isimlendirilmiştir.
- Sıbyan Mektebleri; “Mekteb-i Sıbyan”, “Dâru’s Sıbyan”, “Muallimhâne”, “Mektebhâne”, “Daru’l İlim”, “Daru’t Talim”, “Mahalle Mektebi” ve bu yapıların çoğunun kargir olması sebebiyle “Taş Mekteb” olarak ta isimlendirilmiştir
- Sıbyan mekteblerinde çocukların mektebe başlamaları gösterişli bir merasim ile yapılırdı. Çocuklar bu sayede hem okumaya karşı heveslendirilir hem de ileriki yaşamlarında hiç unutamayacakları tatlı hatıralara sahip olurlardı. Bu merasime Amin alayı, Bed-i Besmele” gibi isimler verilmekteydi.
- Sıbyan mekteplerindeki öğrenci sayısı ihtiyaca ve bulunduğu mekana göe farklılık arz etmekteydi.
- Günümüze ulaşan en eski sıbyan mektebi Bursa’da yer almaktadır.
- Mektebe kayıt belli zamanlarda yapılmaktaydı. Genellikle kandil, pazartesi veya Perşembe günleri, mektebe başlama günleri olarak kabul edildiğinden hazırlıklar da ona göre yapılırdı. Aileler kendi durumlarına göre zamanı tayin ederlerdi. Dar gelirli bir ailenin çocuğu annesi, babası veya velisi tarafından en yakın mektebe götürülür, hocanın eli öptürülür ve itina ile okutulması hocadan rica edilirdi. Orta halli bir ailenin çocuğu giydirilip kuşatılır, erkek ise fesine kız ise saçlarına elmas, inci gibi süs, boynuna da yaldızlı bir cüz kesesi takılır ve yakın akrabasıyla mektebe götürülürdü. Çocuk derse başlattırılıp hocaya dua ettirildikten sonra mektepteki çocuklara birer ikişer kuruş ve hoca ile kalfaya da uçlarına birkaç mecidiye(yirmi kuruşluk gümüş para) bağlanmış birer mendil verilirdi. Zengin bir ailenin çocuğu mektebe başlayacağı zaman, merasimden önce hocaya haber verlir ve uygun bir gün tesbit edilirdi. Bu günün kandil gününe pazartesi veya Perşembe gününe gelmesine özen gösterilirdi. Mektebin ilahici takımı haberdar edilir veya başka mekteblerden daha güzel sesli ilahici takımı tutulurdu. Çocuk temiz kıyafetiyle, zihin açıklığını ve hayatının bu yeni döneminde başarılı olmasını sağlamak hususunda himmetlerini istemek için ailesi tarafından evliya türbelerine, İstanbul’da genellikle Eyüb Sultan Türbesi’ne götürülürdü
- Sıbyan Mektebleri; Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1924 yılına kadar olan tarihi süreçte, çocuklara ilk okuma ve yazma bilgilerinin verildiği kurumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşları 5 – 8 arasında değişen çocuklar bu mekteblerde, temel dini bilgilerin yanında, fenni ilimler de öğrenmişlerdir. Mekteblerde çocuklara sağlıklı ahiret inancı verilerek bu mekteblerde yetişen çocukların hayatları boyunca adalet duygusu ile hareket etmeleri sağlanmıştır.
- 1824-25’li yıllarda II. Mahmud devrinde ilk defa askeri eğitim sahası yanında sivil eğitim sahasında da ıslahat yapılması düşünülmüş, bu çerçevede 1824 yılında klasik Osmanlı eğitim çizgisini sürdüren Sıbyan mekteplerinin durumu ele alınmıştır. II. Mahmud bu tarihte “Talim-i Sıbyan” adıyla bir ferman yayınlamıştır. Bu fermanla çocukların okumasının önemini vurgulayarak ilköğretimi zorunlu hale getirmiştir. Fermanla çocukların eğitimi ve öğretimi için gerekli esasları belirlemiştir. Bu fermanda çocukların çıraklık yerine okula gönderilmesi tavsiye edilmekte, ayrıca çocukların ergenlik çağında okula gönderilmesini istemektedir. Sadece İstanbul için geçerli olan bu müeyyidelere devam mecburiyeti konmuş]Bu ferman ilköğretimde yapılan reform niteliğindeki ilk uygulamadır.
- Cumhuriyeti kuran kadroların ve ilk münevverlerin hemen hepsi sıbyan mekteplerinde okumuştur. Buları hatıratlarından öğreniyoruz.
Tarihçi Fatih Güldal’ın sunumu sonrasında kısa bir teşekkür konuşması yapan İstanbul Tarih ve Kültür Derneği Başkanı Tarihçi İbrahim Akkurt:
"İstanbul’da gündelik yaşamımızda karşımıza çıkan sıbyan mekteplerinin hikayesini dinlemek, sıbyan mektepleri ve Osmanlıda ilk eğitim sistemi olan sıbyan mektepleri hakkında bilgi sahibi olmak bizlerde hiç şüphesiz farkındalık oluşturacaktır. Katılımcıların pür dikkat dinlemesi Fatih hocamızın eşsiz anlatımı sayesindedir., kendisine katılımlarından ve katkılarından ötürü müteşekkiriz. Her ayın son haftası Dersaadet Sohbetlerimiz, konusunun uzmanı isimler tarafından verilecek sohbetlerle devam edecektir. Dersaadet Sohbetlerimize tüm Tarih ve İstanbul sevdalıları davetlidir." diyerek katılımcıları selamladı.
Katılım ve katkılarından dolayı Tarihçi Yazar Fatih Güldal hocamıza plaket ve Prof.Dr.Fuat Sezgin’in Arap İslam Bilimleri Tarihi isimli kitabın takdimi ile program son buldu.