1986'da İstanbul'da doğdu. 2009 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce öğretmenliğinden mezun oldu. Aynı Üniversitede Yakınçağ tarihi yüksek lisansını Seyyid Ali Efendi'nin Fransa sefareti isimli tez çalışması ile tamamladı. Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Siyaset ve Sosyal Bilimler programında doktorasını ikmal eyledi. Uzun süredir Milli saraylarda rehberlik faaliyetinde bulunmaktadır. Iyi düzeyde İngilizce, Fransızca ve orta düzeyde Arapça bilmektedir.
Dolmabahçe Sarayı’ndaki hatıralarını en güzel ve en edebî biçimde aktaranlardan biri hiç şüphesiz ,Servet-i Fünûn akımına mensup Hâlid Ziyâ Bey’dir (Uşaklıgil).
Mabeyn-i Hümâyûn Serkâtibi ünvanıyla sarayda bulunan Hâlid Ziyâ Bey’in şahitlik ettiği olaylar, kaleme aldığı Saray ve Ötesi kitabıyla günümüze ulaşır ve II. Meşrutiyet dönemi saray teşkilâtı ve icrâsı noktasında kaynak teşkil eder.
Dolmabahçe Sarayı rehberleri olarak, her gün yüzlerce ziyaretçi ile insanların ve mekânların hatıralarını paylaşırken bazen o zamanda yolculuk eder gibi oluruz.
Saray bize, onun ihtişamı karşısında büyülenen ve inceliklerinden (henüz) bîhaber olan ziyaretçiden farklı bir halde temessül eder. Dolayısıyla içinde yaşanan, kimi zaman halkını ağlatan, kimi zaman tüm sarayı sessizliğe boğan ve kimi zaman da sürûra gark eden anılar dilimizden dökülüverir. Ancak anıların sahipleri elbette çok farklı ifade etmişlerdir bu anıları…
Paylaştığımız bu bölümde, 31 Mart Vakası sonrasında kurulan Divan-ı Harp kararlarının, Sultan V. Mehmed Reşad tarafından onaylandıktan sonra, Sultanı saran ve sarayı kaplayan kasvetli havayı ve her gün defalarca geçtiğimiz Selamlık- Harem bağlantı koridorunun karar gününün gecesinde nasıl göründüğünü Halid Ziya Bey’den aktarıyoruz:
"Bu harem yolu Mabeyn'in son kısmından başlayarak ve Mu’ayede Salonu'nu dolaşa dolaşa giderek Harem-i Hümâyûn'un bu salonla bitişik kısmına müntehî olan bir yoldur ki oldukça uzundur. Mu’ayede Salonu'ndan bakılınca bu yolu kısmen, basık kafeslerle örtülmüş olarak fark etmek mümkündür. Harem-i Hümâyûn halkı Mu’ayede merasimini bu kafeslerin önüne serilmiş minderler üzerinde oturarak temaşa ederlerdi. Ben bu yolu bir çok kere geçerek Mabeyn'den Harem'e çağrılmıştım. Mabeyn tarafında demir kapı vardı ve Mabeyn'de nöbet tutan musahib bu kapıyı anahtar ile açar, yola girilince tekrar içeriden kilitler, bir hayli yürünüp yolun Harem cihetinde nihayetine varılınca, burada da bir ikinci demir kapı karşısında bulunulurdu. Musahip buna yumruğu ile yahut elindeki anahtarla vurur, içeriden Harem nöbetini tutan musahip kapıyı açar ve bu suretle Harem'e girilince tekrar kapı kilitlenirdi.
Gündüz halini pek iyi bildiğim bu yolu birinci defa olarak gece geçiyordum. Hünkâr bana hiçbir kelime söylemeden yürüdü. Musahibin elinde büyük bir gümüş fener vardı ve yolun üzerinde müsavi fasılalarla gene büyük bir kıt'ada, ve pek güzel gümüş fener sıralanıyordu. Nihayet Harem'e yaklaşınca Hünkâr bana yavaş sesle - önden yürüyen musahibe mi işittirmemek istiyordu, yoksa bu tenha ve loş yolda kendi sesinden mi tevahhuş ediyordu - herhâlde adeta ürkerek: ‘‘Ne olacak?...’’ dedi. Cevap veremedim, zaten buna lüzumda kalmadı. Kalbî merakını tefsir eden ve istemeden dudaklarından çıktığında şüphe olmayan bu sualden galiba utanmış olacak ki hemen arkasından: 'Belki bu gece size bir hizmet düşer diye Mabeyn'de kalmanızı istedim.' dedi ve artık Harem kadar gelinmişti, Harem nöbetçisi de kapıyı açmıştı, biraz durarak ilave etti:
'İnşallah rahat uyursunuz…' Selâmladım. Bu suretle veda etmiş oldu ve Harem'e girdi, arkasından kapı kilitlendi. Ben de Mabeyn nöbetçisi musahiple gene o yolu Mabeyn'e doğru geçmeye başladık. Musahip her fenere geldikçe ilişip mumu söndürüyordu. Nihayet Mabeyn kapısı da kilitlendi, beni yazı odama kadar getirdikten sonra çekildi."
Hâlid Ziyâ Bey o gecenin hatıralarını bitirirken hiç rahat bir uyku çekemediğini de itiraf eder. Her ne kadar kendisine o gece bir vazife düşmese de, Sultan’a yakınlık ateş-i sûzan değil midir?
Kaynak
Halid Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi, İstanbul 1965, İnkılâp ve Aka kitapevleri Koll. Şti., s. 86-87.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...