Ortadoğu Ve Dünya Barışı Önündeki Engel Siyonizm

Tarih 3 Nisan 2017 10:18
Videoyu Aç Ortadoğu Ve Dünya Barışı Önündeki Engel Siyonizm
A
a

İnsanoğlu geçmişten günümüze birçok zararlı fikir akımları ve tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Bu tehlikelerden bazıları kısa bir süre tesirli olmuş, bazıları ise günümüze kadar mevcudiyetini devam ettirmektedir. Bahsetmiş olduğumuz, insanlığın karşılaştığı tehlikelerden günümüzde en zararlısını teşkil eden şüphesiz ki Siyonizm’dir.

Terminolojide “Siyonizm” kelimesi, Siyon (İbranice: Tzi-yon) kelimesinden türetilmiştir. Bu isim ilk zamanlarda, Kudüs yakınlarında bulunan Siyon Dağı ile bu dağ üzerindeki Siyon Kalesi’ni belirtmek için kullanılmaktaydı. Sonraları, Kral Davud(Davud a.s.) döneminde, “Siyon” tüm Kudüs şehrine ve İsrail Diyarı’na atıfta bulunan bir kapsayıcı mekan haline geldi.

Tevrat’taki birçok ayette, İsrailoğullarından Siyon halkı, Siyon’un oğulları ya da kızları olarak bahsedilir. Siyonizm; Yahudi ırkını üstün gören ve diğer insanları insan yerine koymayan, - yahudiler dışındaki tüm insanları Yahudilere hizmet etmek için yaratılmış olarak düşünen- ırkçı bir harekettir. Siyonizm; Arz-ı Mev’ud’a ulaşmak için Nil’den Fırat’a bütün toprakların Yahudilerin eline geçmesi projesini de hedeflerken, idealine ulaşmak için her şeyi mübah görür ve gösterir. Yahudi din ve kültürüne ait olmayan ne varsa yok edilmesini hedefleyen Siyonizmin diğer bir hedefi, Mescid-i Aksa’nın yıkılması ve yerine Süleyman Mabedi’nin kurulması projesidir.



Siyonist Hareketin Kuruluşu

Siyonizm politik bir hareket olarak 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İlk etapta Siyonizm diasporadaki Yahudilerin durumunun iyileştirilmesi ve “geri dönüş” fikrinden ibarettir. “Halkı olmayan bir ülkeyi, ülkesi olmayan bir halka devredin” diyen Israel Zangwill, Filistin’de Arap varlığını inkar eden Siyonist hareketin tavrını açıkça ortaya koymuştur. Filistin topraklarında hak iddia eden Yahudiler, bölgenin en eski yerleşik toplumunun kendileri olduğunu ve Kitab-ı Mukaddes’in Yahudilerin Filistin’e geri dönüşünü haber verdiğini ileri sürerek, Filistin’de bir Yahudi devleti kurma hedefiyle yola koyulan Siyonist hareketi meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Örgütlenmiş bir hareket olarak politik Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’dir. Siyonist hareket için önemli bir merhale olan, Filistin’in kolonizasyonu programı ve Dünya Siyonist Örgütü’nün kurulmasının planlandığı ilk Siyonist Kongresi, 29-31 Ağustos 1897 tarihinde İsviçre’nin Basel kentinde yapılmıştır. Farklı görüşlere ve kesimlere mensup iki yüzü aşkın delegenin katılımıyla düzenlenen kongre dindar, reformcu ve asimilasyon yanlısı üç farklı eğilimi bir arada toplayabilmiştir. Herzl’in açılış konuşmasındaki “Biz Yahudi ulusunu barındıracak olan evin temelini atmak için buradayız” ifadesi kongrenin hedefini açıkça ortaya koymuştur. Basel Kongresi’nde Siyonizm’in resmi programı “Yahudiler için Filistin’de kamu hukukuyla güvence altına alınmış bir vatan yaratmak” olarak açıklanmıştır. Bu hedefi gerçekleştirmek için yapılacak girişimler ise şöyle özetlenmiştir:

• Filistin’de Yahudi kolonisinin tesisi,

• Yahudilerin yaşadığı ülkelerdeki kurumlar vasıtasıyla dünya Yahudilerini birleştirmeye yönelik bir örgütün kurulması,

• Yahudi ulusal fikrinin güçlendirilmesi,

• Siyonizm’in hedefinin gerçekleşmesi için yönetimin onayının sağlanması.

Daha sonra Herzl, Mayıs 1901’de Sultan II. Abdülhamid’e dolaylı yollardan Yahudilerin Filistin’e göçünü öngören bir teklifte bulunmuş; ancak teklif Sultan tarafından kabul edilmemiştir. 1904’te Herzl’in ölümüyle Siyonist hareket politikler ve pratikler olarak ikiye bölünmüştür. Politiklere göre Yahudi sorununa Filistin’de ya da başka herhangi bir yerde acil olarak çözüm bulunması gerekmekteydi. Pratikler olarak adlandırılan grup ise Yahudi vatanı ve ulusunun Filistin’den başka bir yerde kurulmasının mümkün olmadığı görüşünde ısrarcıydı. Ancak hareket içindeki bölünme aynı yıl Rusyalı bir Yahudi kimyager olan Haim Weizmann’ın Siyonist hareketin liderliğine gelmesiyle son bulmuştur. Herzl gibi Yahudi dünyası dışından gelecek olan desteğin önemine vurgu yapan Weizmann, bu yöndeki ilk diplomatik temaslarını İngiltere ile gerçekleştirmiş ve aradığı desteği elde etmiştir. Düşünce noktasında Yahudi olmadığı halde Siyonizm’i destekleyen çoğu kimse, ırksal hoşgörü olgusuna hizmet ettikleri inancındaydılar. Yahudi olmayan kimselerin Siyonizm’e yardım etme konusundaki istekliliklerinin nedeni, Siyonizm ile liberalizm arasındaki ilişkiye dair zihinlerindeki karışıklıktı. Diğer bir neden de ahir zamanda Yahudilerin İsa’nın ordusuna katılacakları ve İsa’nın yeniden zuhur etmek için Yahudilerin göç etmesini beklediği inancına dayalı Evanjelizm’in İsrail’in kuruluş aşamasında İngiltere’de çok güçlü bir dini akım olmasıydı. Nitekim gerek Balfour Deklarasyonu’nu kaleme alan Lord Arthur Balfour gerekse İngiliz başbakan David Lloyd George, Evanjelik inançları nedeniyle Siyonist hedeflere yakındı.

1897 Basel Kongresinde Alınan Kararlar

Politik Siyonizm’in kurucusu sayılan Thedore Herzl’in liderliğini yaptığı 1897 yılında Basel’de toplanan 1. Dünya Siyonist Kongresi’nin 100 yıllık hedeflerini 3 ana başlık halinde toplayabiliriz:

1 – İlk 50 yılda Filistin’e yerleşimi sağlamak, ileride kurulacak devletin temellerini hazırlamak.

Kendilerine para karşılığı toprak satmayan Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamid’i tüm nüfuzlarını kullanarak tahtından indirmek (-ki Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilme hadisesinde, hal’ fetvasını padişaha arz eden heyette Selanik Mebusu Yahudi Emanuel Karasu’nun bulunması bunun en bariz misalidir) ve Osmanlı Devleti’nin yıkılmasını sağlamak böylelikle Filistin bölgesine yerleşmek. 1917 tarihi ile bölgedeki İngiliz işgali ile bu göç hareketine start vermişlerdir.

2 – Kongrenin 50. yılında Filistin’de “İsrail” isminde bir devlet kurmak.

Dünya Siyonizmi, İkinci Dünya Savaşını tanzim etmek suretiyle tüm dünyanın dikkatini savaşa çekmişlerdir. Bu vesileyle o kargaşa ortamında İsrail Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmişlerdir. Kurdukları devlete nüfus sağlamak için Avrupa’da özellikle Almanya ve Polonya’da ırkdaşlarını katlettirip, “-Ey Yahudiler! Dünya’da en huzurlu yaşayacağınız yer Filistin’dir” propagandasıyla Filistin bölgesine Yahudi nüfusunu çekmişler ve o bölgede nufüslarını arttırmışlardır. Bu olayı Theodor Herzl, Yahudi Devleti isimli risalesinde zikretmektedir.(Belki de ilk kavgalarımızı öncelikle bizim kendi ırkımızın kötü niyetli, dar kafalı, dar görüşlü ve yüreksiz insanlarına karşı vermemiz gerekecek. – Theodor Herzl, Yahudi Devleti, s.100 çev: Sedat Demir) (İlâhî Mesajlar Toprağı Filistin adıyla dilimize çevrilen kitabında Roger Garaudy, Yahudi asıllı devlet adamı, düşünür ve yazarların ağzından Hitler’in Yahudilere karşı yaptığı soykırıma Siyonist liderlerin yardımcı olduğunu gözler önüne seriyor.) Bu tarihten sonra Büyük İsrail Devleti’ni kurmak için faaliyetlerini kademe kademe hızlandırmışlardır. Siyonisler Filistin’de İsrail isimli işgal devletini kurduklarında ilk tanıyan kurum Birleşmiş Milletler olmuştur. Siyonizmin öncülerinden İsrail Zangwill: “Milletler Topluluğu Yahudi ilhamının ürünüdür” demektedir. Yani Yahudi Devleti’nin kurulma aşamalarından birisi de para ile yönlendirilmiş Birleşmiş Milletlerin kurulma aşamasıydı.


3 – Kongrenin 100. yılında yani 1997 tarihinde Büyük İsrail Devleti’ni kurmak.

Büyük İsrail Devleti diye tarif edilen bölge Arz-ı Mev’ud (Tanrı tarafından vaad edilen topraklar) ki bu bölge Nil ile Fırat arasındaki bölgeyi kapsamaktadır. Bu bağlamda Siyonizm, bölgede yıllarca çeşitli taşeron terör örgütleri kurmuş ve desteklemişlerdir. Bunlardan en bilineni ASALA VE PKK terör örgütleridir. Fakat bu planlarının tutmadığını 1997 yılında dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abramovitz “ Türkiye’deki hükümet D-8’i (İslam Birliği) kurarak Büyük İsrail hayalimize son verdi” demiştir. Yine bu acı pişmanlığa bir misal de 2009 yılında dönemin İsrail Başbakanı Olmert’in, Gazze’de başarısızlığa uğramaları sonucu “Büyük İsrail Devleti projesi çökmüştür” diyerek istifa etmesidir. Nitekim günümüzde İsrail’in gözü dönmüşçesine Lübnan’a, Gazze’ye ve Gazze’ye insani yardım götüren sivillere saldırması; Büyük İsrail Projesini gerçekleştirememenin hırçınlığından kaynaklanmaktadır. Siyonizm’in niye tüm dünya insanlığı tarafından bir felaket olduğu, İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da istenmeyen topluluk olarak Yahudilerin görünmesinin nedenlerini öğrenmek isteyenler Siyon protokollerine bakmalıdırlar. Günümüz insanlığının karşılaştığı tehlikeleri ve problemleri 22 maddelik bu protokolde rahatlıkla görmekteyiz.

Bu protokolde (Siyon Protokolleri)

1. Gelecek nesilleri, ahlâka aykırı, telkinlerle ifsat etmeli, bozup yozlaştırmalı.

2. Aile hayatını yıkmalı.

3. İnsanlara aşağı sınıflarla tahakküm etmeli, azınlıkları kışkırtıp üste çıkarmalı.

4. Sanatı zayıflatarak, edebiyatı müstehcen ve şehevî hale sokmalı.

5. Mukaddesatı, hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilâne vak’alar uydurulmalı.

6. Hudutsuz bir lüks, baş döndürücü modalar icat etmeli, çılgınca sarfiyatı teşvik etmeli, herkesi borçlandırmalı.

7. Kalabalıkların vakitlerini, eğlencelerle, oyunlarla oyalamalı, herkes düşünmekten alıkonulmalı.

8. Müfrit (aşırı) nazariyelerle, halkın fikirleri zehirlenmeli, gürültü ve kargaşalıklar çıkarılmalı.

9. Umumi hoşnutsuzluklar meydana getirilmeli, içtimai (sosyal) sınıflar arasına kin ve itimatsızlık sokulmalı.

10. Aristokratlara müthiş vergiler koyarak, onlar bunaltılmalı.

11. Mal sahipleri ile işçilerin arasını bozmalı, grevler sabotajlar tertip ettirilmeli, düşmanlıklar yaygınlaştırılmalı.

12. Yüksek tabakanın manevî kuvvetini, her çareye başvurarak kırmalı.

13. Sanayinin, ziraatı ezmesine imkân verilmeli, böylece köylü sınıfı ortadan kaldırılmalı.

14. Saçma nazariyeleri ortaya atarak, halkı gayr-i kabili tatbik (yani uygulanması imkânsız) yollara sevk etmeli, boş hayallerle oyalamalı.

15. Hayat pahalılığını sürekli azdırmalı ve lüks tüketim yaygınlaştırılmalı.

16. Beynelmilel (uluslararası) meseleler ihdas ederek, milletler arasına kin ve nefret tohumları serpmeli, savaşlar çıkartılmalı.

17- Milletlerin mukaddesatını, tahsil ve terbiyeden mahrum kimselerin ellerine teslim ettirmeli, hainler iktidara taşınmalı.

18. Bütün hükümet şekillerini değiştirmeli, devlet sırlarını ifşa edip açığa çıkarmalı.

19. Meşru hükümet tarzlarından, gizli bir istibdada gitmeli, buna demokrasi kılıfı takılmalı

20. Siyasî, iktisadî buhranlar oluşturulmalı.

21. Millî istikrarı bozmalı, spekülasyonlara, enflasyonlara yol açmalı, altını mahdud ellerde toplamalı, muazzam sermayeleri felce uğratmalı.

22. Hükümetlerin ölümlerini hazırlamalı, insanlığı elem, ızdırab ve yoksulluk içine atmalı.

Siyon Protokolleri Ülkemiz ve Dünya üzerinde yaşayan insanların iyi bilmesi ve buna karşı önlem alması gereken hususlardır. Ülkemiz ve ülkemizin bulunduğu bölgede yaşayan devletler, bu coğrafyada varlıklarını devam ettirmek istiyorlar ise; Siyonizm’in kirli emellerini iyi idrak edebilmeli, bu çirkin emellere karşı önlem almalı ve Siyonizm karşısında ABDÜLHAMİDİ BİR DURUŞ sergilemelidirler. Son olarak John Rose’nin dediği gibi “ - Sorun Siyonizmdir: onun bertaraf edilmesi, Ortadoğu’ya barışın gelmesinin ön şartıdır. Filistin’e Arap - Yahudi barışının gelmesi buna bağlıdır.”


İBRAHİM AKKURT



KAYNAKLAR

Yaşar Kutluay, Siyonizm ve Türkiye, Çatı Yayınları, İstanbul 2004

Yahudiliğin Tarihi ve Siyon Liderlerinin Protokolleri, Will Durant-Roger Lambelin, Okumuş Adam Yayınları, İstanbul 2004

Sedat Demir, Yahudi Devleti, Ataç Yayınları, İstanbul 2007

Kadir Mısıroğlu, Bir Mazlum Padişah; Sultan İkinci Abdülhamid, Sebil Yayınları

Lütfü Akdoğan, Siyon Protokolleri, Tercüman Gazetesi

Nasuhi Güngör, Yenilikçi Hareket, Anka Yayınları

Refik Şakir En-Nedşe, II. Abdülhamid ve Filistin, Semerkand Yayınları

 

1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

duyurular DUYURULAR
editörün seçtikleri EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
hava durumu HAVA DURUMU
anket ANKET

e-gazete E-GAZETE
arşiv HABER ARŞİVİ
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat

İstanbul'dan Dünya'ya Tarih'in İzinde