Ben her kişinin kendi çalışmasında yapması gerekeni yaptım:
Öncellerinin başarılarını minnettarlıkla karşılamak,
Onların yanlışlarını ürkmeden doğrultmak,
Kendisine gerçek olarak görüneni gelecek kuşağa
ve sonrakilere emanet etmek.
el-Bīrūnī (ö. 440 / 1048)
Osmanlı Dönemi’nde Topkapı Sarayı’nın Hasbahçesi olan Gülhane Parkı’nda yer alan kıymetli bir müzeden bahsetmek istiyorum. Eski Saray duvarlarının Has Ahırları kısmında 3 bin 550 metrekare alanda 2008 yılından beri faaliyet gösteren müzede, 507 adet eser sergilenmektedir. İslam Dünyası astronomi, geometri, matematik, tıp, mimarlık, kimya, coğrafya, gemicilik, zaman ölçümü, optikmineraloji, fizik, teknik, harp tekniği sahalarında ve başka birçok alanda kaydedilen gelişmelerle, tüm insanlık âlemine bilimsel öncülük yapmıştır. Özellikle Müslümanların Endülüs’e ayak basmasıyla, İslam Kültür Dünyası’nın kitapları, eserleri ve birçok gelişmesi Avrupa’ya ulaşma imkânı bulmuştur. Müslüman bilginlerin keşifleri, Avrupa’nın dikkatini çekmiş, Batı Dünyası İslam’ın bu yükselen gücünden çekinmeye başlayarak birtakım girişimlerde bulunmuştur. 10. yüzyıldan itibaren İslam bilginlerinin kitaplarının Latinceye tercüme edilmesiyle Batı’nın aydınlanma çağı başlamıştır. Arap-İslam bilimlerinin büyük keşif ve buluşları değişik yollardan Avrupa´ya gelmiş, orada kabul bulmuş ve alınarak adapte edilmişlerdir. Batı da Aydınlanma Çağı başlarken, 16. Yüzyılda İslam Medeniyetinde duraksama dönemi başlamıştır. İslam Dünyası’nın 9-17. yüzyılların bilimsel ve teknik gelişmelerini detaylarına sadık kalarak yansıtan bu eserler, Bilim ve Teknoloji’yi İslam ile bağdaştıramayan oryantalistlere bir cevap niteliğindedir.
Müze, Frankfurt Üniversitesi Arap İslam Bilimleri Enstitüsü kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından kaynaklardaki tarif ve resimlere, çok küçük bir kısmı da günümüze ulaşan orijinal cihazlara dayanak hazırlanmıştır. Sergilenen bu eserler, Rönesansın İslam kültür çevresinde yapılan bilimsel çalışma ve başarılara da dayandığını göstermeyi amaçlanıyor. Müzenin hemen girişinde Arap-İslam coğrafyasının bilim tarihindeki en önemli eserlerden birine dayanarak yapılmış olan bir yerküre karşılıyor sizi. Müze, içlerinde 813-833 tarihleri arasında hüküm sürmüş Halife el-Memun’un emriyle hazırlanan ve o dönem bilinen dünyanın coğrafyasını doğrulukla gösteren dünya haritası başta olmak üzere, 500’ün üzerindeki birçok eseri bizlerle buluşturmuştur. Müze içerisinde İslam Coğrafyasında kurulan rasathanelerden, güneş saatlerine, çeşitli pusulalardan, hastalıkların tedavi yöntemlerine kadar birçok alandaki keşiflere tanık olabilirsiniz. Ayrıca müzeyi gezdikten sonra, Prof. Fuat Sezgin´in 5 cilt olarak yayınlanmış eseri vasıtası ile İslam Bilim ve Teknik tarihinin etkileyici dünyasını daha yakından tanıyabilirsiniz.
Bu 1362 yılında Fas şehrinin Karaviyyin Camii’nin muvakkithanesinde yapılmış buluman büyük bir saatin modelidir. Bozulmuş halde bulunan saat on yıl kadar önce Frankfurt Üniversitesi, Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü tarafından çalışır hale getirilmiştir. Su akışı gerekli enerjiyi sağlıyor, çok akıllıca düşünülmüş ayıtın çalışmasını ayarlıyor. Üst sırada bulunan 24 kapıcık muntazam bir şekilde her yeni bir saatte açılıyor. Her dört dakikada bir, küçük bir metal bilye bir metal kâsenin içine düşmekle bir çınlama sağlıyor.
İslam kültür dünyası teknolojisinin en yaygın uygulamalarından biri suyu yükseye ulaştırmakta görülmektedir. El-Cezeri’nin 1200 yılında sadece iki pistonlu bir ayıtı tanıtmasına karşılık, çok taraflı Osmanlı bilgini Takıyyedin 1553 yılında tanıttığı altı pistonlu su pompası gelişimin en yüksek noktasını gösteriyor. Krankmili ile altı silindiri bir bütün olarak sunan güzel mekanizma devamlı suakışını sağlıyor.
Yemen Sultanı el-Eşref tarafından yapılan usturlab
İslam dünyasında bazı devlet başkan ve idarecileri bilim araştırmalarına katılmış, bilim aletleri yapmışlardır. Bunlardan biri Yemen’in 1295 ile 1295 yıllarındaki Sultanı el-Eşref’tir. İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ndeki model 1291 yılında Sultan El-Eşref tarafından yapılmış olup halen. New York Metropolitan Müzesinde bulunan aslına dayanarak başarılmıştır El-Eşref usturlabın yapılışından yazdığı kitapçıkta ayrıntılı bilgiler vermektedir. Kitapçığın kalan nüshalarından biri, hocalarının onun yaptığı usturlabın yüksek kalitesini dile getiren bir vesikasını taşımaktadır.
Marağa Rasathanesi (kuzey-batı Iran)’nin kullandığı gökküresi
1279 yılında 14,4 cm çaplı olup ünlü astronom Mueyyeddin el Ürdî'nin oğlu Muhammad al-'Urdî tarafından ustaca bronzdan yapılmış olup, yıldız kümelerini, gök ekvatorünü, burçlar kuşağının, enlem dairelerini altın ve gümüş olarak işlenmiş olarak veriyor. Bu gökküresi kuzey batı Iran'daki ünlü Marağa rasathanesinin malıydı, 1562 yılından beri Dresden şehrine ulaışmıştır. Bizim modelimiz pirinçten yapılmış, gümüş ile işlenmiştir.
Sezgül Karcıoğlu
çoook güzel