Tarihine Sahip Çıkanlar Topluluğu tarafından tertip edilen “Vefâtının 820. yıldönümünde Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyûbi’yi Anma ve Anlama” programı 10 Mart Pazar günü TYB İstanbul Şubesi Kızlararağası Medresesinde gerçekleştirildi.
Program Ahmet Melik Ünal’ın “Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyûbi ” isimli şiiri okumasıyla başladı.
Ey Kudüs, ey şehadetin manası şehir
Özler misin sen de Selahaddin’i
Ey Nil, ey Fırat öfkesi kabaran nehir
Anlatır mısın bana Kudüs’ün fethini
Ruhu zincire vurulan Mescid-i Aksâ
Selahaddinî tavrı özler misin sende
Yıllardır hüzünlü Kubbetü’s sahra
Ey Müminler beklenen o Kahraman nerde?
Selahaddin Eyyubi o müstesna insan nerede?
Yüzüm kızarır benim yüzüne bakamam
Kudüs’ü sorarsan cevap bulamam
Mukaddes mescidi, yahudi’ye ölsem de bırakmam..
Tarihine Sahip Çıkanlar Topluluğu Başkanı İbrahim Akkurt, yaptığı açılış ve selamlama konuşmasında şunları kaydetti;
“İslam dünyasının siyasi olarak bölündüğü, düşmanın lojistik ve teknolojik olarak güçlü olduğu bir dönemde “iman varsa, imkan da vardır” düsturunu şiar edinen, Allah’ın evi Mescid-i Aksa işgal altındayken ben nasıl olur da gülebilirim, nasıl olur da saraylarda yaşarım diyen Selahaddin Eyyubi’nin hayatından birçok dersler çıkarmamız gerekmektedir. Selahaddin Eyyubi; Merhametiyle, cesaretiyle ve başardıklarıyla ismi tarih kitaplarından silinmeyecek büyük bir liderdir.
Haçlılar, 1096 tarihinde 1. Haçlı Seferi kapsamında Kudüs’ü işgal ederek 70 bin Müslüman’ı katletmiş, Peygamber Efendimiz’in tüm peygamberlere namaz kıldırdığı mubarek camiyi ahıra çevrilmiş, Kubbetü’s Sahra’nın kubbesindeki hilal sökülüp yerine taştan büyük bir haç dikilmişti. Tüm bunlar karşısında İslam alemi günümüzdeki gibi sessiz, tepkisiz ve duyarsız idi. Ancak kutsal beldenin Haçlıların işgali altında mahzun kalmasına tahammül edemeyen kimseler de vardı elbet. İşte bunlardan birisi de tarihe ismini altın harflerle “Kudüs Fatihi” olarak yazdıracak Selahaddin Eyyubi idi.
Kudüs’ün fatihi Selahaddin Eyyubi de, İstanbul’un fatihi Sultan Fatih Muhammed Han gibi küçüklüğünden itibaren ilim, irfan ile meşgul olmuş, siyasi ve askeri olarak yetişmiş kendisini ve çevresini kutsal beldenin fethine madden ve manen hazırlamış, neticesinde Kudüs’te ve Mescid-i Aksa’da 88 yıl süren haçlı işgalini sona erdirmişti.
Bugün Kudüs ve Mescid-i Aksa aynı o günlerde olduğu gibi işgal altında, yalnız bu sefer ki işgal o günlerden çok daha farklı… Zalim Siyonist çete İsrail, bir taraftan Mescid-i Aksa’nın altında kazılar yaparak kutsal mabedi çökertme ve yıkma çalışmaları yapmakta, diğer taraftan ise sistematik bir şekilde – şerefli direniş gösteren mazlum Filistinlileri asimile etmeye çalışmaktadırlar. Günümüzde hala Kudüs’te, Gazze’de, Şam-ı Şerif’’te zor durumda olan o coğrafyanın mazlum insanları “Eyne ente ya Selahaddin” – Neredesin ey Selahaddin, gel bizleri bu zulümden kurtar diyerek nida etmektedirler.
İslam dünyası tarih boyunca 2 lideri çok sevmiştir. Bunlardan birisi Sultan Selahaddin diğeri ise Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han’dır. Bunun sebebi ise birisi düşmandan Kudüs’ü geri almış, diğeri ise her ne pahasına olursa olsun bu kutsal şehri düşmana vermemiştir. Bugün bizlere düşen vazife de; Sultan İkinci Abdülhamid Han ve Selahaddin Eyyubi arkasından ağlamak, yas tutmak değil, Üçüncü Abdülhamid ve İkinci Selahaddinler yetiştirmektir.
Tarihimizin şeref levhaları olan büyüklerimizi saygı ve ihtiramla anmak ve onların hatıralarını yaşatmak görevimizdir. Allah mekanlarını cennet eylesin.
“Ya Rabbi bizleri de Selahaddin Eyyûbi gibi İttihad-ı İslam’ın muzafferiyet bayramı için çalışanlardan ve o günü görenlerden eyle”
Açılış Konuşmasının ardından Selahaddin Eyyûbi konusunda dünya tarih otoriteleri tarafından konunun en uzman akademisyeni olarak nitelendirilen Prof. Dr. Ramazan Şeşen yakın zamanda çıkardığı “Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyûbi” isimli kitabı üzerinden bir konuşma gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Ramazan Şeşen’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şunlardır;
- Selahaddin Eyyübi, İslam Dünyası ile haçlılar arasındaki mücadelede İslam Dünyası’nın en büyük kahramanıydı. Kudus’ü 1187 yılında almış, Kudus’le birlikte haçlıların işgal ettiği birçok yeri de geri almıştır.
- Sultan Selahaddin, sadece bir kahraman değil kendi hayat ve ahlakıyla örnek bir kişiliktir. Aynı zamanda ilimle uğraşan alimlerin talebelerin hâmisidir. Çok yönlü bir kişiliktir. Selahaddin Eyyübi’yi sadece Müslümanlar, dostları sevmemiştir, aynı zamanda düşmanları da saygı duymuştur. Hristiyanlar da onu takdir etmişler doğuda hakkında yazıldığı kadar batıda da onunla ilgili kitaplar yazılmıştır.
- Selahaddin Eyyubi 1138 yılında Tikrit’te doğdu. Babası o vakitlerde Tikrit Valisiydi. Köken itibariyle Arap-Kürt karışımı, daha sonra Türkleşmiş olan Selahaddin melez bir aileden gelmektedir. Balebek şehri ve Dimaşk’ta büyüdü.
- Sultan Selahaddin, Nuredddin Zengi’nin ölümünden sonra dağılmakta olan devleti 10 yıl boyunca Nureddin’in devletini toplamak ile meşgul oldu. 1182 yılında eski birliği genişleterek sağlamış oldu. Haçlılara karşı yaptığı bütün savaşlardan galip çıkan Selahaddin, sadece Remle Savaşı’nda mağlub olmuştur.
Prof. Dr. Ramazan Şeşen, konferans sonrasında katılımcılar tarafından konu ile alakalı yöneltilen soruları cevaplandırdı.
Program, Tarihine Sahip Çıkanlar Topluluğu Başkanı İbrahim Akkurt tarafından Prof. Dr. Ramazan Şeşen’e plaket takdimi ile son buldu.
Program sonrasında Prof. Dr. Ramazan Şeşen, “Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyûbi” ve “İbn-i Fadlan Seyahatnamesi” isimli kitaplarını katılımcılar için imzaladı. Tarihine Sahip Çıkanlar Topluluğu tarafından hazırlanan “Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi ve Mescid-i Aksa” ile alakalı kitapçık ta programa katılanlara hediye edildi.