İstanbul Tarih ve Kültür Topluluğu ile Yavuz Sultan Selim Gençlik Derneği ortaklığında tertip edilen “Tevazunun ve Cesaretin Sultanı Yavuz Sultan Selim Han’ı Anma Programı” 10 Ekim Cumartesi günü coşkulu bir kalabalığın katılımıyla gerçekleşti.
1512-1520 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin 9.padişahı olarak hizmet eden Yavuz Sultan Selim, doğumunun 545. Yıldönümünde İstanbulluların unutamayacağı zengin içerikli bir program ile yâd edildi. Çok yoğun bir katılımın gözlendiği programa çok sayıda seveni katıldı.
Fatih Cami’den Yavuz Sultan Selim Cami’ye Mehter Takımı öncülüğünde “Yavuz Sultan Selim Han’a Sevgi Yürüyüşü” ile başlayan program 13:30’da Yavuz Selim Cami bahçesinde kurulan platformda Mehter Gösterisi ile devam etti.
Hafız Abdülmecid’in Kur’an-ı Kerim Tilavetinden sonra Yavuz Sultan Selim Cami İmam Hatibi ve Derneğin Onursal Başkanı Abdullah Kılıç’ın konuşması ile devam etti.
Abdullah Kılıç yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Aziz İstanbullular...
İstanbullu olmak aziz olmaktır. İstanbul içinde barındırdığı insanları aziz eder yüceltir. Her noktası tarih, kültür ve medeniyet olan şehirde yaşamak ayrıcalıktır. Yavuz Sultan Selim Han, İslam’a ve İslami değerlere sahip çıkmıştır. Osmanlı tarihi açısından değerlendirdiğimizde padişahlık yapığı kısa dönemde cerahata neşter vurmasaydı, bugün bu topraklarda sahip olduğumuz inanca ve birikime asla sahip olamayacak, bütün bunları yitirmiş olacaktık. Bu anlamda kendimizi yetiştirmek, tarihimizi öğrenmek ve ecdadımızın ne kadar önemli işler yaptığını doğru kaynaklardan öğrenmeliyiz. Yaşadığımız dönemde mezhep çatışmalarının yaşandığı, Müslümanların birbirlerini bir hiç uğruna öldürdüğü dönemde Yavuz’a vermiş olduğun imanı, cesareti, şecaati bizlere nasip eyle. Ya Rabbi bizlere yeniden fütuhatlar nasip eyle “ dedi.
Yurtdışında olmasından ötürü program iştirak edemeyen Osmanlı Şehzadesi Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun göndermiş olduğu mesaj katılımcılara okundu.
Açılış Konuşmasının ardından “Fetvanın Gücü” kitabının yazarı ve Topluluk Başkanı olan Tarihçi İbrahim Akkurt “Tarihte Yavuz Sultan Selim Han” isimli bir konuşma gerçekleştirdi.
Tarihçi İbrahim Akkurt’un konuşmasından öne çıkan başlıklar şunlardır;
- Osmanlı Devleti’nin, hiçbir İslam devletine nasîb olmayan altı yüz küsür senelik ihtişamı, maddeden ziyade maneviyata verdiği değerden kaynaklanmıştır.
- Tarihçiler tarafından 620 sene içindeki sekiz senelik Yavuz devri; vakti kısa, fakat gölgesi uzun ikindi zamanına benzetilmiştir.
- Hayatı boyunca çaresizliği lügatine sokmamış, her çârenin Allah’a dayanmak sûretiyle bulunabileceğini düşünmüş ve çaresizlikleri çarelendirmiştir.
- Nitekim İstiklal Şairimiz merhum Mehmed Akif de bu hususta, “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol; Yol varsa budur ancak, bilmiyorum başka çıkar yol” diyerek âdeta Yavuz’un bu karakterini tarif etmiştir.
- Tarih, emsalsiz bir Cengâver Hakan portresini altın sayfalarına onunla resmetmiştir.
- İslamiyete bağlılığı, dini yayma ve din yolundaki bid’atleri yok etme yolundaki gayret ve himmeti son derece yüksekti. En büyük ideali Müslümanları ve İslam devletlerini bir bayrak altında toplamaktı. Bunun için gece gündüz çalışarak babasından devraldığı devletini iki katından fazla büyütmüştür. Akıllara sığmayan bu muazzam fütuhat 1514-1518 yıllarını kapsayan dört yıl gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleşmiştir.
- Onun en fazla endişelendiği husus ve devleti için gördüğü en büyük tehdit, Müslümanların birlik ve beraberliğinin bozulmasıdır
- Günümüzde olduğu gibi, Yavuz Sultan Selim Döneminde de İslam dünyası içerisinde mezhepçilik fitnesi sokulmak istenmiştir. Bu fitne karşısında Müslümanların birliğini tesis etmek için gecesini gündüzüne katmış Yavuz Sultan Selim Han’ın, İstanbul’umuza yapılan 3.köprüye tam da bu dönemde isminin verilmesini takdire şayan buluyor ve bu kararı alanları tebrik ediyoruz
- Dindar, mütevazî ve gururdan berî olan Yavuz, Kuvvet ve kudretin, Allah’a mahsus olduğunu, kendisinin ise, zafer için bir vasıtadan ibaret bulunduğunu söylerdi
- Böylesine cesur, tevazu sahibi bir kumandanın; ince ruhlu, donanımlı bir şairin ecdadı olmaktan onur duyuyoruz. Doğumunun 545. yıldönümünü idrak ederken onu şükranla anıyoruz. Milletimiz aradan ne kadar zaman geçerse geçsin O’nu arzu ettiği gibi rahmetle anacaktır. Bizler, dinimizin bütünlüğünü ve vatanımızın birliğini adına mücadele veren aziz kahramanımızı asla unutmayacağız. Bu güzide şahsiyetlerimizi anmaya-anlamaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz. Yolumuzu aydınlatan bu meşalelerin sönmesine asla izin vermeyeceğiz.
- “Ya Rabbi! Bu milletin, yeni bir yükselişe mazhariyetiyle neticelenecek sabah aydınlığını bizlere nasîb eyle!” diyerek sözlerini hitama erdirdi.
Yavuz Sultan Selim Han’ın ruhu için okunan hatimlerin duasının yapılması ile devam eden program Hatim duasının ardından yapılan ikram ile son buldu.