Sevenlerinin rağbet gösterdiği programa Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlandı. Akabinde söz alan İbrahim Akkurt konuşmasında Sultan 2.Abdülhamid’in saltanatında gerçekleştirdiği icraatları aktardı.
Hicaz demiryolları ile Ortadoğu bağlantının kuvvetlendirildiğinden , Filistin üzerindeki Siyonist emellerin gerçekleşmemesi için Filistin topraklarının büyük bir kısmının Çiftlikhane-i Şahaneye dönüştürüldüğünden bahsetti. Akkurt “Sultan Abdülhamid Han’ın günde 15-16 saat devlet işleri ile meşgul olduğundan, saltanatı zamanında her vilayette mektepler, hastaneler, yollar, çeşmeler, yapıldığından bahsetti.
Konuşmanın ardından programa Sultan 2.Abdülhamid Han’ın ruhuna okunan hatimlerin duası ile devam edildi.Hatim duasının ardından Sultan 2.Abdülhamid Han ve devrini anlatan fotoğraf sergisi açıldı. Fotoğraf sergisinde Sultan Abdülhamid’in bilinmeyen yahut az bilinen yönleri ele alındı. Program Sultan Abdülhamid Han’ın hayatının anlatıldığı kitapçıkların dağıtımı ve ikram ile son buldu.
Programda yaplan Konuşmanın tamamı…
Değerli Arkadaşlar, Kıymetli Misafirler
Öncelikle bugün bu mekanda toplanmamızı nasib ettiği için Cenab-ı Hakk’a hamd ediyor
Katılımlarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.
Bugün 10 Şubat 2009 Salı, Asrın siyasi dehası Sultan 2.Abdülhamid Han’ın, dâr-u fenâdan dâr-u bekaya irtihalinin 91.sene-i devriyesini idrak etmekteyiz.
Sizler ve bizler bugün, bu mekanda toplanmak suretiyle “şanlı tarihimize, aziz ecdadımıza” sahip çıktığımızı lisan-ı hallerimiz ile ifade etmekteyiz.
Tarihe baktığımızda 2 türlü insan tipi olduğunu görmekteyiz. Birincisi kitapları izleyen insanlar, ikincisi ise kitapların izlediği insanlardır.Sultan Abdülhamid tarifi yapılan insanların 2.kategorisine yani kitapların izlediği insan tarifine uymaktadır. Nitekim yakın tarihimize ve günümüze baktığımızda hakkında en fazla kitap yazılan kişilerin başında Sultan Abdülhamid Han gelmektedir. Yazılan kitaplarda Sultan 2.Abdülhamidi kimileri “Gök Sultan, Ulu hakan” diyerek övmekte, bazıları ise “Kızıl Sultan” diyerek bühtan eylemektedirler. Bizlere düşen bu konuyu tarihi perspektif içinde, objektif bir bakış açısı ile ele almaktır.
Peki bu “Kızıl Sultan” sözü nereden gelmektedir bunu irdeleyelim. Yahudilerin Filistin’de, Ermenilerin de Doğu Anadolu’da devlet kurma teşebbüslerini her defasında güçlü bir şekilde reddeden Sultan’ı, bu mihraklar medya silahı ile vurmayı hedeflemişlerdir. Bu bağlamda Ermani asıllı Fransız yazar Albert Vandal’ın “ Le sultan Reuge” yani “Kızıl Sultan” şeklindeki iftirasını ortaya çıkarmışlardır. Bu olayları kavramak için Milletlerarası Siyonizm Teşkilatının 21 maddelik ilkelerinin 5.maddesine bakmak yeterlidir.Bu madde şöyledir; “Mukaddesata hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilane vak’alar uydurmalı” denmektedir. Maalesef ki bu tertibi anlayamayan Osmanlı içindeki bazı grup ve şahıslar Albert vandal’ın sözünü sahiplenerek müthiş bir dalalet ve gaflete düşmüşlerdir.
Sultan Abdülhamid Dönemi içte ve dışta karışıklıkların hat safhada olduğu bir dönemdi.Sultan Abdülhamid bunun içindir ki günde 15-16 saat devlet işleri ile ilgilenirdi. Bunu da “Bizim için hiç uyumamak, daima muteyakkız olmak farz-ı ayn olmuştur” diyerek ifade etmektedir.
İkinci Abdülhamid, hükümdarlık döneminde Tanzimat Fermanı’yla başlayan modernleşme sürecini devam ettirdi. Tanzimat reformlarının öngördüğü modernleşmeye sıkı sıkıya bağlı kaldı. Günümüzde varlığını devam ettiren birçok kurum İkinci Abdülhamid döneminde kurulmuştur. Sultan, modernleşmenin en önemli unsuru olarak eğitimi görüyordu. Bu yüzden döneminde ülkedeki modern eğitim veren okulların sayısı bir hayli artırdı. Eğitimin yanında, maliye, ulaşım, haberleşme, sağlık, sanayi ve ticaret, ziraat, hayır kurumları vesaire gibi konularda önemli atılımları yapıp, birçok kurumu oluşturdu. Sultan Abdülhamid zamanında her vilayette mektepler, hastaneler, yollar, çeşmeler, yapıldı. Eğitimin ülke geneline yayılması İkinci Abdülhamid döneminde oldu.
Dünya Siyonizminin fikir babası ve kurucusu olan Thedor Herzl, Sultan Abdülhamid Han’ın huzuruna çıktığında “ Filistin’de Yahudiler için ufak bir toprak parçası talebinde bulunmuş , karşılığında ise Osmanlı devleti’nin tüm borçlarını silmesi için para teklif etmiş ve her sene yüksek bir miktarda vergi vermeyi taahhüt etmiştir. Bunun üzerine Sultan Abdülhamid oturduğu yerden hiddetle ayağa kalkarak; “ Atalarımın kanlarıyla sulayıp aldıkları toprakları ben parayla satmam, derhal huzurumdan defolun” diyerek tabir-i caizse Siyonist barbarlara Osmanlı tokadını indirmiştir.
Değerli Arkadaşlar;
Ülkemiz ve dünya üzerinde oynanan oyunları anlamanın yolu Sultan Abdülhamid Han’ı ve onun devrini anlamaktan geçer. 1897 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde toplanan Dünya Siyonizm Kongresi 100 yıllık hedeflerini belirlemiş ve o doğrultuda çalışmalarına başlamıştır.
Bu hedeflerini 3 ana başlık halinde inceleyebiliriz.
1.Hedef : Filistin’i Yurt Edinmek
Siyonistler Osmanlı tahtında Sultan Abdülhamid var olduğu müddetçe emellerini gerçekleştiremeyeceklerini anlamış ve ilk hedef olarak Abdülhamid han’ı tahttan indirip Osmanlı devletini parçalamışlardır. SultanAbdülhamid Han’ın hal kararının tebliğ edilmesindeki heyette Selanik mebusu Yahudi Emanuel Karaso’nun bulunması da bu anlamda çok manidardır. Yahudiler 1.Cihan Harbine müteakip İngiliz işgaliyle birlikte Filistin’e yerleşmeye başlamışlardır.
2.Hedef : İsrail Devletini Kurmak
Dünya Siyonizmi 2.Dünya Savaşını tertip edip, bu kargaşa ortamında 1948’de İsrail Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmiştir.Almanya ve Polonya’da Yahudileri katledip,
“ Ey Yahudiler, dünyada en huzurlu yaşayacağınız yer Kudüs’tür” propagandasıyla adeta Yahudileri Filistin topraklarına göçe zorlamışlardır.
3.Hedef ise : Büyük İsrail Devleti’ni Kurmak
Arz-ı Mev’ud ( Vaad edilmiş topraklar ) Yani Fırat ile Nil nehri arasındaki toprakları ele geçirmek.Henüz bu 3.hedeflerini gerçekleştirememiş olup,Osmanlı Devleti’nin asırlar boyunca adalet, barış ve hoşgörüyü tesis ettiği Ortadoğu ve Filistin’i adeta kan gölü haline çevirmişlerdir. Sultan Abdülhamid o zamanlardan bugünkü olacakları sezmiş ve bazı tedbirler almıştır.Hicaz demiryollarını kurarak bölge ile irtibatı kuvvetlendirmiş, Filistin topraklarını şahsi parasıyla alarak Çiflikhane-i şahane’ye dönüştürmüştür. Ne hazindir ki, Sultan Abdülhamid’i tahttan indiren İttihadçılar, Sultan’ın tam zıttı politikalar izleyerek adeta felakete yardımcı olmuşlardır.
Değerli Arkadaşlar,
Bugün israil’in Gazze’de uyguladığı katliam ve soykırıma Batı medeniyeti sessiz kalmaktadır. Bizlerde buradan İsraile, Batı Medeniyetine ve BM’e Merhum Mehmed Akif’in mısraları ile sesleniyoruz;
“Tükürün! Milleti alçakça vuran darbelere
Tükürün! Onlara alkış dağıtan kahbelere
Tükürün! Ehl-i salibin o hayasız yüzüne
Tükürün! Onların asla güvenilmez sözüne
Medeniyet denilen maskara mahluku görün;
Tükürün maskeli vicdanına asrın Tükürün!
Sultan 2.Abdülhamid Han’ın Filistin ve Ortadoğu’ya özel önem atfetmesinden dolayı konuşmamın büyük bir bölümünü bu konuya ayırdım.Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyor ve diyorum ki;
“ Böyle şanlı bir tarihi olan millet için vakit RÜZGAR BEKLEME ZAMANI DEĞİL, FIRTINALAR ESTİRME VAKTİDİR.”
Sağ olun, Var olun, Allah’a emanet olun…
İBRAHİM AKKURT
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...